TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN TEMELİ KÜLTÜRDÜR

‘I Was Here’ DEVAM EDİYOR

Dünyaca ünlü sanat galerisi Almine Rech’in ‘I Was Here’  Bodrum Loft’da 31 Ağustos 2025 tarihine kadar sürecek  sanatseverler ile buluşmaya devam edecek.

César Baldaccini, Pouce

5 sanatçının 7 eserini içeren ve 31 Ağustos 2025 tarihine kadar sürecek sergi, birbirinden değerli César Baldaccini, Agustín Cárdenas, Ryan Schneider, Tia-Thuy Nguyen, Alejandro Cardenas gibi sanatçıları bir araya getirerek ziyaretçilerine doğayla iç içe, dünya standartlarında bir sanat deneyimi sunuyor.

Bodrum’un Demirbükü Koyu’nda yer alan Bodrum Loft, doğayla uyumlu modern mimarisi, rafine lezzetleri ve kendine özgü atmosferiyle fark yaratarak her sezon olduğu gibi bu yıl da sanatseverlere uluslararası sanat deneyimi sunuyor.

Gündelik nesneleri büyük ölçekli heykellere dönüştürmesiyle tanınan César Baldaccini, sergide ikonik Pouce eseriyle yer alıyor. Kendi başparmağının dev bir heykel versiyonu olan bu eser, sıradan bir hareketi hem kişisel hem de etkileyici bir forma dönüştürüyor. Nouveau Réalisme akımının önde gelen sanatçılarından César’ın eserleri hem hatıralarımızı temsil ediyor hem de hafızalarımızda bir yer edinmeyi amaçlıyor.

 

Ryan Schneider,Yükselen Tanrılar

Agustín Cárdenas, Havana’da başladığı sanat eğitimini, figüratif ve akademik geleneğe başkaldıran 11’ler Grubu’na katılarak tamamladı. Ahşap, bronz ve mermerle geliştirdiği heykel dili; akıcı soyutlamayı, sembolik figürlerle buluşturuyor. Kabukları, totemleri veya geçitleri andıran formları; sezgisel, duyusal ve adeta masalsı bir anı çağrıştırıyor. Cárdenas’ın eserlerinde varoluş, sanki zamanın kıyısında duruyor: yarı siluet, yarı ruhla şekilleniyor.

Alejandro Cardenas, The Ravener

Tia-Thuy Nguyen’in eserleri, ölü bir meşe ağaçları kumaşla kaplayarak onlara yeni bir hayat ve anlam kazandırıyor. Sanatçının üretiminde Budist felsefe, Enerjinin Korunumu Yasası ve pürüzsüz şefkatli bir dönüşüm arzusu öne çıkıyor. Koruma ve yeniden üretme yoluyla, annelik ve manevi emek de sanatının bir parçası haline geliyor. Nguyen’in eseri, yaşamla ölüm arasında asılı kalmış bir nefes gibidir; kaybolanla kalanı birleştirir.

Ryan Schneider’in figürleri, güçlü duruşlarıyla hem içsel bir sorgulamayı hem de bir varlık ifadesini temsil ediyor. Bu heykeller, canlı çizgileriyle efsaneyi andıran bir atmosfer kuruyor ve duyguları görünür kılıyor. Kültürel ritüelleri hatırlatan Yükselen Tanrılar, geçmişe ait bir kalıntı olarak değil, yaşayan ve bedene bürünmüş bir varlık olarak karşımıza çıkıyor. Hikâye anlatmak yerine, hikâyeyi bizzat taşıyor.